Uzuuuun bir aradan sonra tekrar buralardayım. Son günlerde dikkatimi çeken bir alışveriş çılgınlığı var. Sosyal platformlarda sıkça karşımıza çıkmakta. “Şu ürünü bilemem kaç aydır kullanıyorum cildimi bebek gibi yaptı” (istisnalar kaideyi bozmaz fakat cildi kesinlikle bebek gibi değildir. Sadece bir efektle tertemiz, gözeneksizmiş gibi gözükmektedir. Tabi aralarında cildi gerçekten de güzel olan var mı tabii ki var.), “…. markasının kahve makinesi harika linkini hemen aşağıya bırakıyorum” ve benzeri örnekleri çoğaltabilirim. Bizler de bunlardan etkilenip sanki ihtiyacımızmış gibi alıyoruz. Bazı şeyler alınmalı çünkü ihtiyaç. Benim dile getirdiğim bu kervana ben de dahil milyonlarca insanın katılıp, ihtiyacı olmadığı halde alışveriş yapıyor olması.
Belki de bu yazımdan ötürü bazı insanlar içten içe bana kızacaktır. Sevdiğimiz, beğendiğimiz şeyleri tabi ki alabiliriz fakat bu nasıl bir alışveriş çılgınlığı, böyle nereye kadar? Şunu fark ettim; bazı şeyler ihtiyacımız olmamasına rağmen ihtiyacımızmış gibi bizlere gösteriliyor ve empoze edilmeye çalışılıyor. Bugün bir ürün alıyoruz ve araya uzun bir süre girmeden o ürünün bir üst modeli çıkıyor ve onu da almak zorunda hissediyoruz. Sürekli bir şeyler almak zorunda kalıyoruz çünkü her dakika biz farkında olmadan aldığımız her ne ise ondan daha iyisi, daha güzeli üretiliyor. En güzel örnek iPhone. iPhone hiçbir zaman yerinde durmayacak ve sürekli üretecek. En üst modelini bile alsak bir süre sonra daha iyi bir üst modeli üretilecek. Bu hemen hemen her şey için geçerli. Bugün bir pantolon aldığımız zaman bir bakıyoruz seneye çok farklı bir pantolon modeli öne çıkıyor. Onu da almak istiyoruz. Alınca işler burada bitse iyi, bir sonraki dönem bir başka pantolon modeli çıkıyor ortaya. Bu böylece devam eder. Tabi biz bunlara daha çok instagram gibi sosyal medya aracılığıyla rastlıyoruz. Şu en son çıkan pantolon modelini bir Influencer alıp tanıtınca bizimde bazen alasımız geliyor. Çoğu zaman Influencer dediğimiz kesim bu ürüne para bile vermiyor. Bizlere tanıtmak için giyip muhtemelen daha sonra çıkarıyor. Influencerler kozmetik, giyim, bakım ve daha fazlası birçok konuda tavsiyelerde bulunuyorlar. Burada tek tek isim vermenin bir manası yok. Hepimizin tanıdığı bildiği hatta takip ettiği Influencerler illa ki vardır. Bir ayakkabıyı öve öve link eşliğinde paylaşıyorlar ve tuhaf olan o ayakkabıyı bir daha göremiyor olmamız. Övdüğü ayakkabıyla bir daha hikâye ya da fotoğraf paylaşmıyorlar. Neden acaba? Demem o ki her şeyi almak zorunda değiliz. Zaten bir süre sonra buna birçoğumuzun bütçesi de yetmez.
Bence bundan sonra mottomuz şöyle olmalı: Bunu da almayıverelim! Evimde bir kahve içmek için kahve makinesine ihtiyacım yok. Çünkü kahvemi cezvede de pişirebilirim. Evimi temizlemek için robot süpürgeye de ihtiyacım yok. Çünkü normal bir elektrikli süpürge ihtiyacımı zaten görebiliyor. Dolabımda 10 çeşit pantolon, 10 çeşit elbise olmak zorunda da değil. Her yıl değişen moda anlayışına göre de giyinmek zorunda değilim. Cildimin daha güzel ve daha parlak olması için sürekli yeni çıkan bir ürünü alıp kullanmak zorunda da değilim. Bunu da almayıvereyim.
O kadar haklısın kiii? Ama almaktan kendimizi geri koymuyoruz başta malesef ben . Bazı markalara takıgım daha sonrasında ben de I phonenu çok sevdiğimden sanırım alıp tonlarca para ödeyeceğim. İsraf ama geri kaliyor muyuz bundan hayır…. Daha da çok alıyoruz … Çok güzel bir yazı olmuş ekine sağlık Merve ..❤
Değerli yorumun için teşekkür ederim güzel arkadaşım❤